Tazminat Hukuku Archives - Selçuklu Hukuk Bürosu https://www.selcukluhukuk.com/category/calisma-alanlarimiz/tazminat-hukuku/ Selçuklu Hukuk Bürosu Tue, 19 Nov 2024 15:45:48 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 https://www.selcukluhukuk.com/wp-content/uploads/2022/10/cropped-pngturkuaz-32x32.png Tazminat Hukuku Archives - Selçuklu Hukuk Bürosu https://www.selcukluhukuk.com/category/calisma-alanlarimiz/tazminat-hukuku/ 32 32 FİAT EGEA DEĞER KAYBI https://www.selcukluhukuk.com/fiat-egea-deger-kaybi/ Tue, 19 Nov 2024 15:45:48 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2733 Fiat Egea Değer Kaybı Tazminatı Hesaplama ve Genel Bilgi Fiat Egea değer kaybı zararının doğru hesaplanması diğer markalarda olduğu gibi bu markada da oldukça önemlidir. Bu tür tazminatlar, aracınızın kaza sonrası piyasa değerindeki düşüşün karşılanmasını sağlar. Fiat Egea özelinde, aracın marka ve modelinin yaygınlığı, ikinci el piyasası ve tamir durumuna göre tazminat miktarı değişiklik gösterebilir. [...]

The post FİAT EGEA DEĞER KAYBI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

Fiat Egea Değer Kaybı Tazminatı Hesaplama ve Genel Bilgi

Fiat Egea değer kaybı zararının doğru hesaplanması diğer markalarda olduğu gibi bu markada da oldukça önemlidir. Bu tür tazminatlar, aracınızın kaza sonrası piyasa değerindeki düşüşün karşılanmasını sağlar. Fiat Egea özelinde, aracın marka ve modelinin yaygınlığı, ikinci el piyasası ve tamir durumuna göre tazminat miktarı değişiklik gösterebilir. Değer kaybı zararı Türk Borçlar Kanunu ile Karayolları Trafik Kanunu’nda belirlenen genel esaslara ve yargı uygulamasına göre yapılmaktadır.

Değer Kaybı Tazminatı Şartları

  1. Kusur Durumu: Değer kaybı tazminatı talep edilebilmesi için karşı tarafın kazada kusurlu olması gerekir. Kusur oranı genelde kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağına göre tespit edilir.
  2. Aracın Yaşı ve Kilometresi: Aracın yaşı ve kilometresi, değer kaybının hesaplanmasında dikkate alınır. Çok eski ve yüksek kilometreli araçlarda değer kaybı zararı daha düşük olacaktır.

Fiat Egea Değer Kaybı Zararı Hesaplama Kriterleri

Değer kaybı zararı, kaza geçiren aracın özelliklerine göre hesaplanır. Fiat Egea gibi yaygın kullanılan bir araç için hesaplama yapılırken şu kriterler dikkate alınır:

  1. Aracın Yaşı ve Kilometresi:
    • Fiat Egea’nın değeri, yaşına ve kilometre durumuna göre değişir. Örneğin:
      • 0-10 yaş arası: Daha yüksek bir değer kaybı tazminatı talep edilebilir.
      • 150.000 km üzerinde: Tazminat miktarı düşebilir.
  2. Kaza ve Hasarının Türü:
    • Fiat Egea’nın kaporta, boya ya da şasi bölümlerinde oluşan hasar değer kaybını doğrudan etkiler.
    • Daha büyük hasarlarda, değer kaybı artar.
  3. Piyasa Durumu:
    • Fiat Egea’nın ikinci el piyasası oldukça hareketlidir. Bu da değer kaybı hesaplamalarında önemlidir.
    • Fiat Egea Değer Kaybı Hesabı Örneği

Örneğin:

  • Aracın modeli: 2021 Fiat Egea Urban 1.4 Fire
  • Kilometre: 45.000 km
  • Kaza hasarı: Sol ön kapı değişimi ve çamurluk boyama işlemi
  • Kaza sonrası piyasa değeri: 650.000 TL
  • Kaza öncesi piyasa değeri: 700.000 TL
  • Değer Kaybı:  50.000 TL

Bu örnekten hareketle, 50.000 TL’lik bir değer kaybı talep edilebilir. Bu miktar 2024 yılı sonundaki değerlere göre örnek olarak sunulmuştur. Bu miktar kazanın olduğu tarih, piyasa şartları, aracın geçmişi gibi birden fazla etkenle değişiklik gösterebilir.

Fiat Egea Değer Kaybı Talebi Nasıl Yapılır?

Yukarıda belirtilen kriterlere uyan araçlarda, değer kaybı zararı için öncelikle sigorta şirketine başvuru yapılır ve akabinde dava açılışıyla süreç devam eder. Başvurunun hatalı olması veya sürecin hatalı yürütülmesi sonucunda kazazede yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödemek zorunda kalabilir. Bu sebeple başvuruların ve süreçte yapılacak işlemlerin değer kaybı zararı konusunda çalışan avukatlar tarafından yapılmasını tavsiye ederiz.

Fiat Egea Sahiplerine Tavsiyeler

  • Tamir Belgelerini Saklayın: Fiat Egea’nın hasar sonrası, kaza tutanakları, varsa ifadeleri, tamir fatura ve fotoğraflarını mutlaka saklayın.
  • Profesyonel Destek Alın: Değer kaybı tazminatınızı hesaplamak ve doğru başvuru yapmak için konuya hakim avukatla çalışın.
  • Hukuki Haklarınızı Kullanın: Karşı tarafın kusuru varsa haklarınızı sonuna kadar arayın.

 

Değer kaybı zararıyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için ana yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

 

The post FİAT EGEA DEĞER KAYBI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
ARAÇ ALDIM PERT ÇIKTI NE YAPABİLİRİM? https://www.selcukluhukuk.com/arac-aldim-pert-cikti-ne-yapabilirim/ Thu, 25 Jul 2024 13:29:52 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2659 1- ARAÇ ALDIM PERT ÇIKTI NE YAPABİLİRİM? Satıcı tarafından ayıpsız veya hasarsız olduğu belirtilerek tarafınıza satılmış olan aracın satın alma işlemi sonrasında ağır hasarlı, hasarlı olduğu ortaya çıkarsa ” araç aldım pert çıktı ne yapabilrim ? ” sorusuna Türk Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda bulunan düzenlemeler uyarınca yasal haklarınızı kullanabilirsiniz şeklinde cevap verilebilir. [...]

The post ARAÇ ALDIM PERT ÇIKTI NE YAPABİLİRİM? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

1- ARAÇ ALDIM PERT ÇIKTI NE YAPABİLİRİM?

Satıcı tarafından ayıpsız veya hasarsız olduğu belirtilerek tarafınıza satılmış olan aracın satın alma işlemi sonrasında ağır hasarlı, hasarlı olduğu ortaya çıkarsa ” araç aldım pert çıktı ne yapabilrim ? ” sorusuna Türk Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda bulunan düzenlemeler uyarınca yasal haklarınızı kullanabilirsiniz şeklinde cevap verilebilir. Yasal düzenlemeler doğrultusunda seçimlik haklarınızı kullanarak ücretsiz onarım, bedel indirimi veya sözleşmeden dönme gibi haklarınızı kullanabilirsiniz. Bu yasal haklarınızı bilmek ve doğru adımları atmak, mağduriyetinizi en aza indirecek ve olası kayıplarınızı minimize edecektir. Ayrıca, haklarınızı kullanmak için öncelikle satıcıyla iletişime geçip durumu yazılı olarak bildirmeniz ve gerektiğinde tüketici mahkemelerine başvurmanız faydalı olacaktır. Bu süreçte hukuki destek almak da önemli bir adımdır, böylece yasal prosedürler ve haklarınız konusunda daha bilinçli hareket edebilirsiniz.

2- ALDIĞIM ARAÇ HASARLI ÇIKTI NE YAPABİLİRİM?

Aldığınız aracın hasarlı çıkması durumunda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun size çeşitli haklar tanımaktadır. Bu kanun, tüketicilerin korunması amacıyla birçok düzenleme içermektedir. Kanunun 8. maddesine göre, bir malın ayıplı mal olarak kabul edilmesi için tüketiciye teslim anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması veya objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması gerekmektedir. Aracın ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda belirtilen özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımaması, satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemelere aykırı olması durumunda da ayıplı olarak kabul edilir.

Kanunun 11. maddesi, ayıplı mal durumunda tüketicilere dört seçimlik hak tanımaktadır:

– Sözleşmeden Dönme: Aracı iade ederek ödediğiniz bedeli geri alma hakkına sahipsiniz.

– Fiyat İndirimi Talep Etme: Aracı alıkoyup, ayıp oranında bedelden indirim isteyebilirsiniz.

– Ücretsiz Onarım: Aracın tüm masrafları satıcıya ait olmak üzere ücretsiz onarımını talep edebilirsiniz.

– Ayıpsız Misli ile Değiştirme: Mümkünse aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteyebilirsiniz.

Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ayrıca, 9. maddeye göre satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak teslim etmekle yükümlüdür ve malın ayıplı olmadığını ispatlamak satıcının sorumluluğundadır. Bu yasal düzenlemeler sayesinde tüketiciler, haklarını etkin bir şekilde kullanarak mağduriyetlerini giderebilirler. Dolayısıyla, aracınızın hasarlı çıkması durumunda yukarıda belirtilen haklarınızı kullanabilir ve gerekirse hukuki yollarla bu haklarınızı arayabilirsiniz.

3- İKİNCİ EL ARAÇ SATIŞINDA SATICININ SORUMLULUĞU

İkinci el araç satışında satıcının sorumluluğu, aracın ayıplı olup olmadığı ve bu ayıbın gizlenip gizlenmediğine bağlıdır. Türk Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, satıcı, alıcıya ayıplı mal satmaktan kaçınmak zorundadır. Ayıplı araç satışında alıcının sözleşmeden dönme, bedel indirimi, ücretsiz onarım veya aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme gibi hakları bulunmaktadır. Satıcı bu talepleri yerine getirmekle yükümlüdür ve doğru bilgi vermezse sorumlu tutulur. Bu yasal haklar, satıcıya karşı doğrudan kullanılabilir ve alıcılar mağduriyetlerini giderebilir. Satıcılar, dürüst ve açık bilgi vererek bu tür durumlarla karşılaşmaktan kaçınmalıdır. Ayıplı mal satışında tüketicilerin haklarının korunması, güvenli bir alışveriş ortamı sağlanması için büyük önem taşır. Bu nedenle, ikinci el araç alım satımında hem alıcıların hem de satıcıların yasal yükümlülüklerini bilmesi gerekmektedir.

4- AYIPLI İKİNCİ EL ARAÇ ALAN KİŞİNİN HAKLARI

Ayıplı ikinci el araç alan kişinin hakları, çeşitli yasalarla korunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, alıcı, ayıplı mal durumunda sözleşmeden dönme, bedel indirimi, ücretsiz onarım veya aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Satıcı, bu talepleri yerine getirmekle yükümlüdür. Alıcı, ayıbı satış sırasında fark edemeyecek durumda ise, bu haklarını kullanabilir. Satıcı, ayıbı gizlediyse veya aracın durumu hakkında eksik bilgi verdiyse, sorumluluk altındadır. Yasal süreç başlatmak isteyen alıcılar, tüketici mahkemelerine başvurabilir ve tazminat talep edebilir. Bu haklar, alıcıların mağduriyetlerini gidermeleri için önemli bir hukuki zemindir. Ayıplı mal durumunda alıcıların haklarının korunması ve bu hakların etkin bir şekilde kullanılması, adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Tüketicilerin haklarını bilmesi ve gerektiğinde bu haklarını arayabilmesi için bilinçli olmaları gerekmektedir.

5- ARAÇ GALERİDEN ALINMIŞSA KİM SORUMLU OLUR?

Galeriler, satış sözleşmesine uygun olarak aracı teslim etmekle yükümlüdür. Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir ve malın ayıplı olmadığını ispat yükümlülüğü satıcıya aittir. Ayrıca, galeri sahibinin ayıplı malın varlığından haberdar olmadığını ileri sürmesi, tüketicinin haklarını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, galeriden alınan aracın ayıplı çıkması durumunda, tüketici kanun gereği yukarıda belirtilen haklarını kullanarak satıcıdan zararının giderilmesini talep edebilir. Tüketici, bu taleplerinin karşılanmaması durumunda Tüketici Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesine başvurabilir. Galeriden alınan araçlarda yaşanan sorunların çözümü, yasal düzenlemelerle güvence altına alınmıştır ve tüketiciler bu haklarını etkin bir şekilde kullanarak mağduriyetlerini giderebilirler. Bu nedenle, galeriden araç alırken dikkatli olunmalı ve gerekirse hukuki danışmanlık alınmalıdır.

6- AYIPLI ARAÇ SATIŞINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ NE KADARDIR?

Ayıplı araç satışlarında zaman aşımı süresi, aracın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıldır. Bu süre zarfında ortaya çıkan ayıplar için tüketici, satıcıdan haklarını talep edebilir. Ancak, ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmiş olması durumunda, zaman aşımı süresi uygulanmaz ve tüketici, her zaman haklarını arayabilir. Bu sürelerin bilinmesi ve hakların zamanında kullanılması, tüketicilerin mağduriyetlerini önlemek açısından önemlidir. Ayıplı mal durumunda zaman aşımı süreleri, tüketicilerin yasal haklarını koruma altına alır ve bu hakların etkin bir şekilde kullanılması, adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Tüketicilerin bu süreleri bilmesi ve gerektiğinde hukuki yollarla haklarını aramaları, mağduriyetlerinin giderilmesi açısından gereklidir.

7- AYIPLI ARAÇ ALINMIŞSA NE YAPILMALIDIR?

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, ayıplı araç satın alındığında tüketicinin çeşitli hakları bulunmaktadır. Aracın teslim anında kararlaştırılan örnek ya da modele uygun olmaması veya sahip olması gereken özellikleri taşımaması durumunda, tüketici sözleşmeden dönme, fiyat indirimi talep etme, ücretsiz onarım ve ayıpsız misli ile değiştirme haklarına sahiptir. Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak teslim etmekle yükümlüdür ve teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların var olduğunu ispatlamak zorundadır.

Haklarınızı kullanabilmek için öncelikle satıcıya yazılı olarak başvurmalı, reddedilirse Tüketici Hakem Heyetleri veya Tüketici Mahkemelerine başvurmalısınız. Bu süreçte hukuki destek almak da önemlidir, böylece yasal prosedürler ve haklarınız konusunda daha bilinçli hareket edebilirsiniz. Satıcıya karşı yasal haklarınızı ararken, tüm belgeleri ve yazışmaları saklamak, olası hukuki süreçlerde delil olarak sunulabilmesi açısından önemlidir.

 

Büromuzun çalışma alanlarına göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz. Değer kaybı konusundaki diğer yazımızı incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

The post ARAÇ ALDIM PERT ÇIKTI NE YAPABİLİRİM? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) Bireysel Başvuru https://www.selcukluhukuk.com/avrupa-insan-haklari-mahkemesine-ahim-bireysel-basvuru/ Sat, 08 Jun 2024 14:36:17 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2633 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Bireysel Başvuruyu Nasıl Yapabilirim? Türkiye Cumhuriyeti 4 Kasım 1950 tarihinde Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’ni imzalamıştır. Bu sözleşme 3 Eylül 1953 yılında yürürlüğe girmiştir. Türk vatandaşları, kamu otoritelerinin eylem ve işlemlerine karşı 28 Ocak 1990 yılından beri bireysel başvuruda bulunabilmektedir. Bu kapsamdan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) Bireysel Başvuruyu Nasıl Yapabilirim [...]

The post Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) Bireysel Başvuru appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Bireysel Başvuruyu Nasıl Yapabilirim?

Türkiye Cumhuriyeti 4 Kasım 1950 tarihinde Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’ni imzalamıştır. Bu sözleşme 3 Eylül 1953 yılında yürürlüğe girmiştir. Türk vatandaşları, kamu otoritelerinin eylem ve işlemlerine karşı 28 Ocak 1990 yılından beri bireysel başvuruda bulunabilmektedir. Bu kapsamdan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) Bireysel Başvuruyu Nasıl Yapabilirim sorusunu cevaplamaya çalışacağız. Ancak her somut olay farklı hukuki nitelendirmelere dayanması ve kronolojik olarak farklı durumlar barındırması nedeniyle AHİM konusunda uzman avukattan hizmet alınmasını tavsiye ederiz.

1958-2020 yılları karşılaştırıldığında Türkiye’nin en çok adil yargılanma hakkı /(md. 6), kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı (md. 5), mülkiyet hakkı (1 nolu ek protokol md. 1), yargılama süresi (md. 6), insanlık dışı muamele (md. 3), ifade özgürlüğü (md. 10), etkili başvuru hakkı (md. 13) gibi haklarını ihlal ettiği görülmektedir.

Şekil 1: 1958-2020 Yılları Arasında Türkiye Aleyhine Verilen İhlal Kararları (Haklar ve Sayıları)

(Kaynak: https://www.verikaynagi.com/genel/turkiyenin-insan-haklari-karnesi/, Erişim Tarihi: 5.6.2024)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Kimler Bireysel Başvuruda Bulunabilir?

Kural Olarak Herkes bireysel başvuruda bulunabilir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS) bir vatandaşlık sınırı belirtilmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yetki alanı içinde bulunan herkes, kamu otoriteleri tarafından AİHS’te düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu ek protokollerde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini düşünüyor ise bireysel başvuruda bulunabilir. Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetki alanı olarak kabul edilen alan içerisindeki yabancılar da dahil olmak üzere herkes bireysel başvuruda bulunabilir.

Dernekler, vakıflar, sendikalar, şirketler gibi özel hukuk tüzel kişileri, tüzel kişiliklerini ilgilendiren davalar için bireysel başvuruda bulunabilir.

Madde 1: Yüksek Sözleşmeci Taraflar kendi yetki alanları içinde bulunan herkesin, bu Sözleşme’nin birinci bölümünde açıklanan hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağlarlar.

 

almadan AİHM’e başvuru yapılması durumunda AİHM başvuruyu reddetmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Hangi Aşamada Bireysel Başvuruda Bulunabilirim?

  • Bireysel başvuru son çaredir. Bu nedenle iç hukuk yolları tüketilmiş olmalıdır.
Madde 35/1: Mahkeme’ye ancak, uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren dört aylık bir süre içinde başvurulabilir.

 

Buna karşın;

  1. İç hukuk yolunun etkisiz olması;
  2. Engelleyici bir yasanın bulunması,
  3. Yerleşik bir yargı içtihadının bulunması,
  4. Sözleşmeye aykırı bir idari uygulamanın bulunması,
  5. Makul sürede yargılama hakkının ihlali gibi durumlarda iç hukuk yollarının tüketilmesi zorunlu değildir.

Ülkemizde iç hukuk yolları genel olarak Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu ile neticelenmektedir.

 (AİHM) Bireysel Başvurunun Süresi Nedir?

  • İç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra 4 ay içerisinde AİHM’e bireysel başvuruda bulunulması gerekmektedir.

Hangi Haklarım İçin AİHM’e Başvurabilirim?

Ana sözleşme ile Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerde yer alan haklar için AİHM’e başvuru yapılabilir. Bunlar şu şekildedir:

Ana Sözleşme Protokoller
1. Yaşam hakkı (madde 2)

2.İşkence yasağı (madde 3)

3.Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı (madde 4)

4.Özgürlük ve güvenlik hakkı (madde 5)

5.Adil yargılanma hakkı (madde 6)

6. Kanunsuz ceza olmaz (madde 7)

7.Özel ve aile hayatına saygı hakkı (madde 8)

8.Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü (madde 9)

9.İfade özgürlüğü (madde 10)

10.Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü (madde 11)

11.Evlenme hakkı (madde 12)

12.Etkili başvuru hakkı (madde 13)

13.Ayrımcılık yasağı (madde 14)

Ek Protokol 1

1.Mülkiyetin korunması

2.Eğitim hakkı,

3.Serbest seçimlere hak

Ek Protokol 7

1.Yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin usuli güvenceler

2.Ceza davalarında temyiz hakkı

3.Haksız mahkûmiyetten ötürü tazminat

4.İkinci kez yargılanmama ya da cezalandırılmama hakkı

5.Eşler arasında eşitlik

Ek Protokol 13

Madde 1.Ölüm cezasının kaldırılması

 

Vekalet ücreti konusunda yazımıza ulaşmak için buraya tıklayınız.

 

AİHM Dilekçesinde Neler Olmalıdır?

AİHM’e yapılacak başvuruda dilekçenin neler içermesi gerektiği Mahkeme Kuralları (Rules of Court) md. 47 hükmü ile belirlenmiştir. Buna göre:

  1. Başvurucunun adı, doğum tarihi, milliyeti ve adresi yer almalıdır. Başvurucu tüzel kişi ise, tam adı, şirketin kuruluş tarihi ve kaydı, resmi kayıt numarası ve resmi adresi belirtilmelidir.
  2. Vekilin adı, adresi, telefonu ve fax numarası ile e-mail adresi
  3. Başvurucu avukatı ile temsil ediliyor ise, başvurucunun orijinal imzası ve tarih ibareleri barındıran vekaletname örneği, temsilcinin başvurucuyu temsil etmeyi kabul ettiğini gösteren imzası bulunmalıdır. Vekalet durumu aynı zamanda başvuru formunun yetki bölümünde yer almalıdır. Mahkeme, imzaların ya da iç hukukta geçerli kabul edilen diğer resmi formların kopyalarını da kabul edebilir.
  4. Aleyhine dava açılan ülke ya da ülkelerin adı
  5. Hukuki olguların açık ve kısa beyan edilmesi
  6. AİHS kapsamında ihlal edildiği iddia edilen hakların ve hak ihlali iddialarının açık ve kısa beyan edilmesi
  7. AİHS md. 35/1’de yer alan kabul edilebilirlik kriterlerinin karşılandığına dair kısa ve açık beyanat

Mahkeme Kurallaır md. 47’ye göre, formda yer alan tüm bilgiler, ilave bir kaynağa ihtiyaç duymadan karar verebilecek ölçüde meselenin kapsamını ve doğasını anlamaya ve hakkında karar vermeye yeterli olmalıdır.

Başvurucu, 20 sayfayı geçmeyecek ölçüde, iddialarını destekleyecek ekleri başvuru formuna ekleyebilir.

Başvuru formu başvurucu ya da avukatı tarafından imzalanmalıdır.

Başvuru formu ile beraber sunulması gereken evraklar bulunmaktadır. Bunlar:

  • Hakkında şikâyet edilen mahkeme kararları, tedbirler ve diğer idari kararlar
  • İç hukuk yollarının tüketildiğine dair evrak
  • 4 ay süre sınırına uyulduğuna dair belgeler
  • Eğer başvurulmuş ise ve dosya ile ilgisi varsa, diğer uluslararası soruşturma usulleri ile ilgili doküman kopyaları
  • Başvurucu tüzel kişilik ise, başvuran kişinin tüzel kişiliği temsile yetkili kişi olup olmadığına dair belge

Başvuruyu desteklemek için sunulan belgeler tarih sırasına göre listelenmeli, numaralandırılmalı ve tanımlanmalıdır.

Başvurucu kimliğnin açıklanmasını istemiyor ise, bunu belirtmeli ve bunu haklı kılan gerekçelerini belirtmelidir. Anonimlik kararı vermek konusunda AİHM’in takdir yetkisi vardır.

 

Başvuruyu Türkçe Yapabilir Miyim?

Başvurunun hangi dilde yapıldığının bir önem bulunmamaktadır. Bu nedenle başvuru Türkçe yapılabilir.

NOT: Başvuru sonrasında, mahkeme ile yapılacak yazışmalarda İngilizce ya da Fransızca dili seçilerek bu dil üzerinden süreç ilerletilmelidir.

 

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Bireysel Başvuru Harcı Var Mıdır? Varsa Ne Kadardır?

AİHM’e başvuru, harca tabi değildir. Buna karşın başvuru yapabilmek için gerekli olan evrakların toplanması ve posta ücretleri başvurucu tarafından karşılanmaktadır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Tazminata Hükmederse Ne Olur?

Kararın kesinleşmesinden sonra, Adalet Bakanlığına bağlı İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurumuna müracaat edilebilir. Müracaatın ekine karar konulur ve tazminat talep edilir.

Tazminatın üç ay içinde başvurucunun dilekçesinde belirttiği banka hesabına yatırılması gerekir.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM)Bireysel Başvuru Formu Nasıl Doldurulur?

AİHM’in kendi sitesinde başvuru formu bulunmaktadır. Formu şu bağlantı adresinden temin edebilirsiniz:

https://prd-echr.coe.int/web/echr/apply-to-the-court, (Erişim Tarihi: 05.06.2024)

 

The post Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) Bireysel Başvuru appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Paramı Alamıyorum, Para İadesi Yapmayan Firmayı Nereye Şikayet Edebilirim ? https://www.selcukluhukuk.com/para-iadesi-yapmayan-firmayi-nereye-sikayet-edebilirim/ Thu, 30 May 2024 13:49:00 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2604   Paramı Alamıyorum, Para İadesi Yapmayan Firmayı Nereye Şikayet Edebilirim ? Ödeme yapıldığı halde mal alamayan veya parasını iade alamayan kişilerin bu durumu birden fazla hukuki sebepten kaynaklanabilir. Paramı alamıyorum, para iadesi yapmayan firmayı nereye şikayet edebilirim sorusunu tüketici hukuku kapsamında cevaplandırmaya çalışacağız. Para iadesini yapmayan firma, tüketici işleminin değerinin kanunda belirtilen sınırların altında kalması [...]

The post Paramı Alamıyorum, Para İadesi Yapmayan Firmayı Nereye Şikayet Edebilirim ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

 

Paramı Alamıyorum, Para İadesi Yapmayan Firmayı Nereye Şikayet Edebilirim ?

Ödeme yapıldığı halde mal alamayan veya parasını iade alamayan kişilerin bu durumu birden fazla hukuki sebepten kaynaklanabilir. Paramı alamıyorum, para iadesi yapmayan firmayı nereye şikayet edebilirim sorusunu tüketici hukuku kapsamında cevaplandırmaya çalışacağız. Para iadesini yapmayan firma, tüketici işleminin değerinin kanunda belirtilen sınırların altında kalması durumunda işlemin yapıldığı yer veya tüketicinin yerleşim yerinde bulunan il veya ilçe Tüketici Hakem Heyetlerine şikayet edilmelidir.

İşlemin değerinin kanunda belirtilen parasal sınırların üstünde kalması durumunda ise Tüketici Mahkemesinde dava açılmalıdır. Ancak bazı durumlarda ihtarname çekilme gerekebilir. Bu konudaki yazımızı aşağıdaki bölümden okuyabilirsiniz.

 

Mal Teslimi Yapmayan Firma ve Bir Ürün İade Almayan Mağaza Nereye Şikayet Edilir ?

Satın alma işlemi sonrasında aldığınız ürünü teslim etmeyen veyahut alınan ürünü iade etmek istediğinizde iade almayan firmaya karşı izlenecek hukuki yol alınan ürünün değeri uyarınca belirlenmelidir. Para İadesi Yapmayan Firmayı Nereye Şikayet Edebilirim ?

Söz konusu ürünün değeri kanunda belirtilen sınırların altında kalması durumunda Tüketici Hakem Heyetine başvuru da bulunulmalıdır.

Uyuşmazlık konusu ürünün değerinin kanunda belirtilen sınırların üstünde olması durumunda ise firmaya karşı doğrudan Tüketici Mahkemesinde dava açılmalıdır.

 

Tüketici Hakem Heyeti Nedir ?

Tüketici hakem heyetleri, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulan heyetlerdir.

İllerde ticaret il müdürü ilçelerde kaymakam veya bunların görevlendireceği bir memur tarafından yürütülen tüketici hakem heyetlerinin diğer üyeleri belediye, baro, tacir/esnaf ve tüketici örgütü temsilcilerinden oluşur.

Yargı organlarının ve mensuplarının Anayasa’da belirtilen niteliklerine sahip olmadığı gerekçesiyle “mahkeme” niteliği taşımamaktadır.

Hangi İşlemler İçin Tüketici Hakem Heyetine Başvurulur ?

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 66. Maddesinde Tüketici Hakem Heyetleri’nin kuruluş ve görev alanı ile ilgili düzenleme bulunmaktadır. İlgili maddede “Bakanlık, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla tüketici hakem heyetleri oluşturmakla görevlidir.” şeklinde hakem heyetlerinin tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda görevli olduğu belirtilmiştir.

Tüketici işleminin tanımı ise yine 6502 sayılı TKHK’nun 3. Maddesinde L bendinde yapılmıştır. Yapılan tanıma göre “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi tüketici işlemidir.”

Kanunda belirli parasal sınırların altında bulunan işlemler için Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Başvuru başlığı altında düzenlenen 68. Maddede “Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı kalmak kaydıyla; değeri otuz bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Her yıl güncellenen bu parasal sınır 2024 yılı için 104.000,00-TL şeklinde belirlenmiştir.

Tüketici Hakem Heyetine Başvurmak İçin Neler Gerekli?

Şahsen veya avukat aracılığıyla; elden, posta yoluyla veya elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) (https://tuketicisikayeti.ticaret.gov.tr) ile tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılabilir. Bu itibarla, tüketici hakem heyetlerine sözlü başvuru yapılamamaktadır.

Tüketici hakem heyetine başvuru, uyuşmazlık konusunu içeren dilekçenin, delil oluşturan ilgili belgelerle birlikte hakem heyetine verilmesiyle yapılır. Başvuru yaparken tüketicinin delil ve uyuşmazlıkla ilgili belgelerini başvuru dilekçesiyle birlikte sunması gerektiği düzenlenmişse de tüketicinin uyuşmazlıkla ilgili belgelere her zaman ulaşması mümkün olmamaktadır. Belge olmasa bile hakem heyeti başvuruyu kabul etmek zorundadır. Belge, tüketicinin iddiasını ispatlaması için aranır.

Tüketici Hakem Heyeti Süreci Nasıl İşler?

Tüketici hakem heyetleri incelemeleri dosya üzerinden yapılır, gerekli görülmesi halinde tüketici hakem heyetleri tarafından ayrıca taraflar ve bilirkişi dinlenebilir. Tüketici hakem heyetleri, uyuşmazlık konusuna ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi taraflardan, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlardan isteyebilir. İstenen bilgi ve belgelerin sunulması için tebliğ tarihinden itibaren en fazla 30 gün süre verilir.

Talep edilmesi ve tüketici hakem heyeti başkanınca uygun görülmesi halinde bu süre uzatılabilir. İstenilen bilgi ve belgelerin verilen süre içinde sunulmaması halinde dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler üzerinden karar verilir. Tüketici hakem heyeti başkanı, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut re’sen bilirkişi görevlendirebilir.

Bilirkişi raporunun hazırlanması için bilirkişiye verilecek süre, bilirkişi görevlendirilmesine ilişkin yazının bilirkişiye tebliğinden itibaren 15 iş gününü geçemez. Bilirkişinin talebi üzerine bu süre 15 iş gününü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

Tüketici Hakem Heyeti Ne Kararı Verir?

Tüketici hakem kararlarının içeriği Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 22. ve 24. maddelerinde belirlenmiştir. Bu yönetmelik hükümlerine göre kararın yazılmasında, Yönetmelik ekindeki karar tutanağı örneği kullanılır. Tüketici hakem heyeti kararında uyuşmazlık değerinin Türk Lirası cinsinden belirtilmesi zorunludur. Uyuşmazlık değerinin döviz cinsinden olması durumunda başvuru tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının belirlediği efektif döviz satış kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilir.

Uyuşmazlığın tüketici lehine sonuçlandığı durumlarda, karşı tarafça ödenmesi gereken bilirkişi ve tebligat ücretleri kararda belirtilir.

Tüketici hakem heyetince vekâlet ücretine karar verilmeyecektir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 18.1.2016 tarihinde vermiş olduğu 2015/31798 E. 2016/558 K. sayılı ilamı ile “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 27.3.2013 gün ve 2013/57 sayılı kararında, tüketicinin (davalının) talebinin kabulü ile tüketiciden dosya masrafı adı altında alınan ücretin, satıcıdan
(davacı banka) alınarak tüketiciye verilmesine karar verilmiş ise de; kararda herhangi bir bedel gösterilmemiş olduğundan, tarafları bağlayıcı nitelikte olmayıp, ilam niteliğinde değildir.” şeklinde olup tüketici hakem heyetlerinin kararlarında bedel belirtilmemesi halinde ilam niteliğini taşımayacağını göstermektedir. İlamlı icrada, tüketici hakem kararının yerine getirilebilmesi için, ilamlı icraya konu tüm belgelerde olduğu gibi, yerine getirilmesi istenen borcun açık ve net olarak gösterilmesi gerekir. Bu nedenle kararlarda kabul edilen miktarın tam olarak belirtilmemesi nedeniyle ilam niteliği bulunmayan kararlar infaz edilemeyecektir.

Başvuruya konu uyuşmazlığın, tüketici hakem heyeti tarafından karar verilene kadar çözümlenmesi ve bu durumun ispatına yönelik bilgi veya belgelerin tüketici hakem heyetine iletilmesi durumunda ise, tüketici hakem heyeti uyuşmazlığın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verir.

Tüketici Hakem Heyeti Kaç Gün İçinde Karar Verir?

Tüketici hakem heyetine yapılan başvurular başvuru tarih ve sırasına göre en geç altı ay içinde görüşülür ve karara bağlanır. Yapılan başvurunun niteliği, dikkate alınarak, karar süresi en fazla üç ay daha uzatılabilir.

Tarafların ivedi inceleme talebinde bulunması ve talebin başkan tarafından uygun görülmesi halinde ise
başvurular tüketici hakem heyetince öncelikle gündeme alınabilir.

Tüketici Hakem Heyeti Kazandıktan Sonra Ne Yapılır ?

Tüketici hakem heyetlerinin kararları tarafları bağlayıcı niteliktedir. Söz konusu kararlar yerine getirilmezse, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu kapsamında ilamların icrası hükümlerine göre kararın uygulanmasına yönelik işlemler için ilgili icra dairesine başvurulabilir.

 

Tüketici Hakem Heyeti Olumlu Karar Verirse Ne Olur ?

Tüketici hakem heyetlerinin yapmış olduğu inceleme sonucunda vermiş olduğu karar başvurucu lehine ise başvurucu taraf kararın uygulanmasını icra takibi yoluyla talep etmelidir. Hakem heyetlerinin vermiş olduğu kararlar ilamlı icra takibine konu olmaktadır.

Tüketici Hakem Heyeti Kaybettikten Sonra Ne Yapılır ?

Tüketici hakem heyetince yapılan inceleme sonucunda başvurucu aleyhine karar verilmesi sonucunda başvurucu taraf on beş gün içerisinde hakem heyetinin bulunduğu yerdeki veya tüketicinin yerleşim yerindeki tüketici mahkemesinde itiraz yolunu kullanmalıdır. Hakem heyetinin il veya ilçe tüketici hakem heyeti olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Tüketici mahkemesi bulunmayan yerlerde itirazın yapılacağı yer genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleridir.

Tüketici Hakem Heyeti Kararı Olumsuz Karar Ne Yapmalıyım ?

Yeni TKHK’nun 70. maddesinin 3 ila 5. fıkralarına göre:
“(3) Taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, tüketici hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir.
4) İtiraz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı itirazın kabul edilmesi gerektiği veya kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılamayı gerektirmediği takdirde tüketici mahkemesi evrak üzerinde, kararı değiştirerek veya düzelterek onama kararı verebilir. Tarafların kimliklerine, ticari unvanlarına ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıkları hakkında da bu hüküm uygulanır. Karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek veya düzeltilerek onanır.
(5) Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.”

Tüketici Mahkemesi Masraflarını Kim Öder ?

Mahkemeye itiraz aşamasında, tüketiciler 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda düzenlenen harçlardan muaftır. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca gider avansı ödenmesi gerekmektedir.

TKHK’nin 70/7. maddesi ile tüketicinin tebligat ve bilirkişi ücreti ödemek zorunda kalarak hak aramaktan vazgeçmesinin önüne geçilmiştir. Zira maddeye göre tüketici aleyhine verilen kararlarda tebligat ve bilirkişi ücretleri Bakanlıkça karşılanırken uyuşmazlık tüketici lehine sonuçlanırsa giderler karşı tarafça karşılanacaktır.

Yeni TKHK’nun 70. maddesinin 6. fıkrasına göre : “Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedilir”.

Bu kanun hükmü, tüketici mahkemesinde açılan itiraz davasının tüketici aleyhine karara bağlanması halinde karar verilecek karşı taraf vekâlet hükmüne ilişkindir. Tüketici mahkemesi kararının tüketici lehine olması halinde de, mal veya hizmet sağlayan tarafın vekâlet ücreti ödemeye mahkum edileceği belirtilmelidir. Vekalet ücreti konusunda detaylı yazımızı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

VEKALET ÜCRETİ – AVUKATLIK ÜCRETİ NEDİR ?

Tüketici Mahkemesi Nasıl Sonuçlanır ?

Tüketici hakem heyeti kararına karşı itiraz yoluna başvurulduğu takdirde mahkemenin öncelikle itiraz başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığını incelemesi ve başvuru süresinde yapılmışsa diğer dava şartlarının da mevcut olması halinde mahkemece gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak tüketici hakem heyetinin kararının usule ve yasaya uygun olması halinde kararın onanması ve itiraz davasının reddine karar verilmesi, tüketici hakem heyetinin kararının usul ve yasaya aykırı olması halinde kararın iptaline ve itiraz davasının kabulüne karar verilmesi, tüketici hakem heyeti kararının gerekçesi hatalı ise gerekçenin düzeltilmesi suretiyle onanmasına karar verilmesi yahut maddi hatalar söz konusu ise düzelterek onanmasına karar verilmesi mümkündür.

Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

The post Paramı Alamıyorum, Para İadesi Yapmayan Firmayı Nereye Şikayet Edebilirim ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
DASK NELERİ KAPSAR – DASKTAN NASIL YARARLANILIR ? https://www.selcukluhukuk.com/dask-neleri-kapsar-dasktan-nasil-yararlanilir/ https://www.selcukluhukuk.com/dask-neleri-kapsar-dasktan-nasil-yararlanilir/#respond Sun, 26 Feb 2023 10:07:06 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2394 DASK NEDİR Dask’ın açılımı Doğal Afet Sigortaları Kurumu’dur. Ancak halk arasında Dask, zorunlu deprem sigortası terimi yerine kullanılmaktadır. Halk arasında bilindiği şekliyle DASK, deprem ve depremden kaynaklanan yangın, yer kayması ve tsunami risklerine karşı maddi güvence sağlar. DASK poliçesinin esas amacı, sigortalanan evin ya da bağımsız bölümün kısmi hasarlı veya oturulamaz duruma gelmesi hallerinde mülk sahibinin [...]

The post DASK NELERİ KAPSAR – DASKTAN NASIL YARARLANILIR ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
DASK NEDİR

Dask’ın açılımı Doğal Afet Sigortaları Kurumu’dur. Ancak halk arasında Dask, zorunlu deprem sigortası terimi yerine kullanılmaktadır.

Halk arasında bilindiği şekliyle DASK, deprem ve depremden kaynaklanan yangın, yer kayması ve tsunami risklerine karşı maddi güvence sağlar. DASK poliçesinin esas amacı, sigortalanan evin ya da bağımsız bölümün kısmi hasarlı veya oturulamaz duruma gelmesi hallerinde mülk sahibinin zararını olabildiğince tazmin ederek destek olunması ve toplumsal düzenin korunmasıdır.

Bu izahat doğrultusunda, yazımızın içinde zorunlu deprem sigortasından nasıl yararlanılacağını anlatılırken birçok yerde anlam karmaşası olmaması adına dask kelimesi zorunlu deprem sigortası terimi yerine kullanılmıştır. Dask’ın gerçek anlamı için ise Doğal Afet Sigortaları Kurumu olarak belirtilmiştir.

 

kira-avukatı

DASK KAPSAMINA GİREN ZARARLAR

Zorunlu Deprem Sigortası ile, depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarlar, sigorta bedeline kadar Doğal Afet Sigortaları Kurumu  tarafından teminat altına alınmıştır.

DASK KAPSAMINA GİREN BİNALAR VE EKLENTİLERİ

Afet Sigortaları Kanunu gereğince, Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler DASK poliçesine tabidir.

Binanın temelleri, ana duvarları, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarları, bahçe duvarları, istinat duvarları, tavan ve tabanları, merdivenleri, asansörleri, sahanlıkları, koridorları, çatıları, bacaları ve yapının benzer nitelikteki tamamlayıcı kısımlarında oluşan hasarlar da DASK poliçesine dahildir.

Tapuda arsa veya tarla olarak görünse de mesken olarak inşa edilmiş binalar, tapuya kayıtlı ancak inşaat ruhsatı bulunmayan binalar, tapuya kayıtlı ancak iskanı olmayan binalar ve kat mülkiyeti olmayan binalar için de DASK poliçesi yaptırılabilir.

DASK KAPSAMI DIŞINDA KALAN BİNALAR  (DASK HANGİ DURUMLARDA ÖDEME YAPMAZ)

Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarına göre;

  • 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’na tâbi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler,
  • Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar,
  • Tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar,
  • Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar,
  • Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar,
  • Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar,
  • Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar
  • Kamuya ait arazi üzerine kaçak olarak yapılan binalar ya da gecekondular DASK kapsamı dışındadır.

Yani tapuda ticarethane olarak kaydedilen yerler ile sanayi tesisleri için Zorunlu Deprem Sigortası(DASK) yaptırılamaz. Ancak tapuda mesken olarak geçen, binalardaki dükkan, büro, ofis vb. yerler için bu sigorta yaptırılabilir.

Ancak ticari ve sınai amaçlar için kullanılan binalar ile köylerde bulunan yapılar için istendiği takdirde İhtiyari Deprem Sigortası yaptırılması mümkündür.

 

DASK NELERİ KAPSAR – DASK HASAR ÖDEMESİ NE KADAR ? DEPREM SİGORTASI EVİN NE KADARINI KARŞILAR ?

Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı’nda betonarme ve diğer binalar için ayrı ayrı belirlenen metrekare bedeli ile aynı meskenin brüt yüz ölçümünün (veya yaklaşık yüz ölçümünün) çarpılması sonucu bulunan tutar sigorta bedelinin tespitinde esas alınır. Deprem sonrası DASK ne kadar öder sorusuna şu şekilde cevap verilebilir.

25 Kasım 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli; betonarme binalarda 3016 TL, diğer binalarda ise 2080 TL’dir. Örneğin 100 metrekare olan betonarme bir eviniz varsa tam hasara uğradığında alacağınız tazminat, 3016 x 100=301.600 TL’dir. Betonarme olmayan 100 metrekare bir binanın tam hasara uğraması durumunda alacağınız tazminat ise 2080 x 100 = 208.000 TL’dir.

Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, her halde Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı’nda belirlenen azami teminat tutarından çok olamaz. DASK tarafından verilen azami teminat tutarı, 25 Kasım 2022 tarihinden itibaren bütün yapı tiplerinde 640 Bin TL’dir.

DASKTAN ÖDENEN TAZMİNATA ARSA BEDELİ DAHİL MİDİR ?

Sigorta bedeline, binanın üzerinde bulunduğu arsanın bedeli dahil değildir. Herhangi bir depremde bina tamamen yıkılsa dahi arsa payı üzerinde sigortalının mülkiyet hakkı devam edeceğinden sigorta bedeli hesabında arsa payı değeri dikkate alınmaz.

DASK DIŞINDA KALAN HALLER

Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarına göre;

  • Enkaz kaldırma masrafları, kar kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti, alternatif ikametgah ve işyeri masrafları, mali sorumluluklar ve benzeri dolaylı zararlar,
  • Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerlerinin hasara uğraması,
  • Ölüm dahil olmak üzere tüm bedeni zararlar,
  • Manevi tazminat talepleri,
  • Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasından başka sebeplerle ortaya çıkan hasarlar,
  • Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar DASK poliçesi kapsamı dışındadır.

Yani DASK sadece binaları kapsamakta olup, evde bulunan eşyaları kapsamaz. Evde bulunan eşyalar için sigorta şirketlerinden isteğe bağlı olarak ayrıca deprem sigortası yaptırılabilir.

DASK (ZORUNLU DEPREM SİGORTASI) POLİÇESİ YAPTIRMAK İÇİN GEREKLİ BİLGİLER NELERDİR?

Sigortalının adı, adresi, telefonu, T.C. kimlik nosu, vergi kimlik nosu (tüzel kişiler için gerekli), sigortalanacak binanın açık adresi, tapu bilgileri, inşa yılı, yapı tarzı, toplam kat sayısı, hasar durumu, meskenin tapuda yazan brüt yüz ölçümü, kullanım şekli bilgileri gereklidir.

Hatırlatmak isteriz ki; yanlış beyandan doğacak maddi zararlar sigortalının sorumluluğundadır.

DASKTA ZARARIN MEYDANA GELMESİ HALİNDE SİGORTALININ YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR ?

Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarına göre rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigortalı;

  • Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç on beş iş günü içinde Doğal Afet Sigortaları Kurumuna veya Kurum nam ve hesabına sözleşmeyi yapan sigorta şirketine bildirimde bulunmak, ( Deprem sonrasında 125 Alo Dask Çağrı Merkezi aranarak poliçe bilgileri ve hasara neden olan deprem bilgileri konusunda bildirimde bulunulmalıdır.)
  • Doğal Afet Sigortaları Kurumu görevlilerinin veya yetkili kıldığı kimselerin, hasara uğrayan binalara makul amaçlarla ve uygun şekillerde girmesine ve zararı azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmasına izin vermek,
  • Doğal Afet Sigortaları Kurumunun isteği üzerine zarar miktarıyla delilleri saptamaya, rücu hakkının kullanılmasına yararlı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri, gecikmeksizin Doğal Afet Sigortaları Kurumuna vermek,
  • Zararın tahmini miktarını belirtir yazılı bir bildirimi, makul ve uygun bir süre içinde Doğal Afet Sigortaları Kurumuna veya yetkili kıldığı kimselere vermek,
  • Sigortalı bina/yer üzerinde Zorunlu Deprem Sigortası dışında, deprem teminatı bulunan başkaca sigorta sözleşmeleri varsa bunları Doğal Afet Sigortaları Kurumuna bildirmekle yükümlüdür.

DASK POLİÇESİ DEPREMDE KAYBEDİLMİŞSE VE POLİÇE NUMARASI BİLİNMİYORSA TAZMİNAT NASIL ALINIR? DASK SORGULAMA NASIL YAPILIR ?

Bu durumda sigortalının kimlik ve adres bilgileri ile ALO DASK 125’ten ihbarda bulunulabilir. Daha sonra ilgili yerlere hasar ihbarında bulunup, gerekli belge ve bilgileri tamamlayarak hasar tespit süreci takip edilmelidir.

TAZMİNAT İÇİN DASK’A GÖNDERİLECEK BELGE VE BİLGİLER NELERDİR?

Hasar bildirimi T.C. kimlik numarası veya poliçe numarası ile yapılmalıdır. Bu bildirim

sırasında binanın güncel tapu kayıt bilgisi, hasar yerinin açık adresi (eksper gönderimi ve hasar değerlendirmesi için) ve sigortalı telefon numarasının Doğal Afet Sigortaları Kurumuna iletilmesi gerekmektedir.

DASK TAZMİNATIN HESABI VE ÖDENMESİ İLE MUAFİYET MİKTARI

DASK poliçesi kapsamında ödenecek tazminatının hesaplanmasında, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, binanın yeniden inşasının mevcut piyasa koşullarındaki güncel maliyeti esas alınır.

Bununla beraber sigorta tazminatı, hiçbir durumda poliçede tanımlanmış sigorta bedelinden fazla olamaz.

Her bir hasarda, sigorta bedelinin %2’si oranında “muafiyet indirimi” uygulanır. DASK, hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmından sorumludur. Muafiyet uygulaması açısından, her bir 72 saatlik dönemde meydana gelen bütün hasarlar bir hasar sayılır.

Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenen tazminat tutarı, ilgili yerleşim bölgesindeki banka şubelerine “İsme EFT/Havale” yolu ile gönderilir. Bu banka şubeleri kanalıyla ilgili hak sahibine tazminat ödemeleri yapılır.

Tazminat tutarının kesinleşmesi ve evrakların tamamlanmasını takiben, hasar ödemeleri en geç 1 ay içerisinde yapılır.

DASK TAZMİNATININ ÖDENMESİ SONUÇLARI

Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları’na göre;

Doğal Afet Sigortaları Kurumu, yaptığı tazminat ödemesi tutarınca hukuken sigortalının yerine geçer ve sigortalının zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde Doğal Afet Sigortaları Kurumuna intikal eder.

Deprem sonucu tam hasar meydana geldiği takdirde, tazminatın ödenmesi ile birlikte sigorta teminatı sona erer. Kısmi hasar halinde sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren ödenen tazminat tutarı kadar eksilir.

Binanın taşıyıcı sistemine etki eden hasarlarla ilgili olarak, teminatın tekrar işlerlik kazanabilmesi için konutun eksper raporunda belirtilen makul süre içinde onarılması gerekmektedir. Aksi takdirde poliçe vadesi süresince oluşabilecek müteakip hasarlar ödenmez. Sigorta bedelinin eksildiği hallerde, hasarlı binanın, hasardan bir gün önceki haline getirildiği tarihten itibaren başlamak üzere, gün esası ile prim alınmak suretiyle sigorta bedeli yükseltilir.

MİRASÇILAR DASKTAN TAZMİNAT ALABİLİR Mİ?

Zorunlu Deprem Sigortası yaptıran kişi depremde vefat etmişse, onun yerine mirasçıları DASK’tan tazminat talep edebilirler. Bunun için mirasçıların hak sahibi olduklarını belgeleyen mirasçılık belgesini sunmaları gerekir.

KREDİ İLE ALINAN KONUT ÜZERİNDE BANKA İPOTEĞİ BULUNMASI DURUMUNDA TAZMİNAT ÖDEMESİ KİME YAPILIR?

Poliçe üzerinde ya da tapu belgesinde ipotek bulunması durumunda; ipotek koyan banka onay veriyor ise tazminat ödemesi tapu ya da mirasçılık belgesindeki hak sahibine yapılır. Banka onay vermiyor ise ipoteği koyan bankaya tazminat ödemesi yapılır.

TAŞINMAZA AİT POLİÇEDEKİ BİLGİLER İLE HASAR SIRASINDA TESPİT EDİLEN BİLGİLER FARKLI İSE HASAR DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILIR?

Sigortalının veya sigorta ettirenin beyanının gerçeğe aykırı veya eksik olması sebebiyle konutun brüt yüz ölçümü ya da yapı tarzının farklı olması durumunda Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları C.2 maddesi gereğince;

– Doğal Afet Sigortaları Kurumunun sözleşmeyi daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek durum ortaya çıkmışsa Doğal Afet Sigortaları Kurumu veya aracı kılınan ilgili sigorta şirketi durumu öğrendiği andan itibaren 15 gün içerisinde prim farkının ödenmesini sigorta ettirenden talep eder.

-Gerçeğe aykırı beyan hali, depremden sonra öğrenilmişse tazminat, alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki orana göre ödenir.

-Sigortalının veya sigorta ettirenin geçmiş depremlerdeki orta veya daha ağır hasar durumunu kasıtlı olarak beyan etmediği anlaşıldığı takdirde Doğal Afet Sigortaları Kurumu, riziko gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir ve prime hak kazanır.

BİR KONUT İÇİN BİRDEN ÇOK SİGORTA YAPTIRILMASI MÜMKÜN MÜDÜR?

Aynı bina veya bağımsız bölüm için birden çok DASK poliçesi yaptırılamaz. Ancak DASK yapılan bağımsız bölüm veya binanın değeri, DASK ile belirlenen sigorta bedeli tutarının üzerinde ise bu tutarın üzerindeki kısım için DASK yapılmış olması kaydıyla sigorta şirketleri tarafından ihtiyari deprem sigortası yapılabilir.

DASK YAPILDIKTAN SONRA MÜLK SAHİBİNİN DEĞİŞMESİ DURUMU (TAPUNUN DEVRİ HALİNDE DASK)

Sözleşme süresi içinde, mülk sahibinin değişmesi yani tapunun devri halinde, sigortanın hükmü yeni mülk sahibi ile devam eder. Bu durumda yeni menfaat sahibi, sigortaya ait devir zeyilnamesini (poliçede yapılan değişikliği gösteren belge) yaptırmak ve devir işleminin tamamlanabilmesi için zeyilnameyi ilgili tapu müdürlüğüne ibraz etmekle yükümlüdür. Bunun dışındaki hallerde ise, sigorta ettiren ve sigortanın varlığını öğrenen yeni menfaat sahibi, durumu 15 gün içerisinde sözleşmeye aracılık yapan sigorta şirketine bildirmekle yükümlüdür.

DEPREMDEN SONRA HASARLI BİNALARDA DASK POLİÇESİ YAPTIRMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

  • Binanız daha önceki bir depremde hasar görmüş ise T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “Hafif-Orta-Ağır Hasarlı” olarak üç bölümde sınıflandırılır;
  • Eğer bina ağır hasarlı olup yıkımına karar verilmişse sigorta yaptırılamaz.
  • Orta hasarlı binalar ise onarıldıktan ve güçlendirildikten sonra, bu durumun belgelendirilmesi koşuluyla sigortalanabilir.
  • Hafif hasarlı veya hasarsız binaların sigortalanmasında ise sigortalının beyanı esas alınır ve sigorta poliçesi buna göre yapılır.

KATILIM ESASLI DASK POLİÇESİ HİZMETİ VAR MI?

Doğal Afet Sigortaları Kurumu, Katılım Sigortacılığı modeli olarak İslami yönden meşru olan konu ve risklerin teminat altına alındığı, yatırılan prim ve diğer finansal varlıkların İslami katılım esasları kapsamında yönetildiği Katılım Sigortacılığı Türkiye Modeli’ni hayata geçirmiştir.

Katılım esasları çerçevesinde düzenlenen poliçelerin primleri, İslamı finans ilkelerine uygun, dinen meşru olan ve faiz içermeyen finansal varlıklarda değerlendirilmektedir. Rizikonun gerçekleşmesi durumunda, tazminat ödemeleri de yine katılım esaslı bu fon havuzundan yapılmaktadır.

DASK YAPTIRILMAMASININ SONUCU

DASK yaptırmayan konut sahipleri; deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının gerçekleşmesi ve buna bağlı olarak konutun hasar görmesi üzerine herhangi bir tazminata hak kazanamazlar.

Ayrıca 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29/son maddesi uyarınca; zorunlu deprem sigortası kapsamındaki binalar için, bu Kanundan ve ilgili diğer mevzuattan doğan Devletin konut kredisi açma ve bina yaptırma yükümlülükleri, zorunlu deprem sigortası yaptırılmamış olmasının tespit edilmesiyle birlikte ortadan kalkar.

DASK SİGORTASININ BAŞLANGICI  VE DASK ZAMANAŞIMI

DASK sözleşmesinin süresi bir yıldır. Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00’de başlar ve öğleyin saat 12.00’de sona erer. Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler, sözleşmenin sona ermesinden itibaren 2 yılda zaman aşımına uğrar.

DASK POLİÇESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA TAHKİM VE YETKİLİ MAHKEME

Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak, uyuşmazlık konusu olayın üyelik tarihinden sonra meydana gelmiş olması halinde, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir.

Bu sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle Doğal Afet Sigortaları Kurumu aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, Doğal Afet Sigortaları Kurumunun bulunduğu veya rizikonun gerçekleştiği yerde; Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından açılacak davalarda ise davalının ikametgahının bulunduğu yerde, ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemelerdir.

Av. Arb. Yücel İBİCİ

Stj. Av. Emre KARACAN

The post DASK NELERİ KAPSAR – DASKTAN NASIL YARARLANILIR ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
https://www.selcukluhukuk.com/dask-neleri-kapsar-dasktan-nasil-yararlanilir/feed/ 0
TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI https://www.selcukluhukuk.com/trafik-kazasi-tazminat-davasi/ https://www.selcukluhukuk.com/trafik-kazasi-tazminat-davasi/#respond Sun, 19 Feb 2023 13:30:24 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2373 Bu yazımızda genel hatlarıyla, trafik kazası dolaysıyla ortaya çıkacak zarar ve tazminatlar incelenecektir. Bundan önce zarar ve tazminat kavramlarının belirlenmesi yerinde olacaktır. Yazımızın içeriğinde merak edilen birçok konuya değinilmeye çalışılacaktır. Ancak trafik kazası dolayısıyla ortaya çıkacak ihtilaflarda birçok ayrıntı bulunması sebebiyle anlatımlarımız yüzeysel olarak hazırlanmıştır. ZARAR VE TAZMİNAT NEDİR ? Zarar kavramı, genel anlamda kişinin [...]

The post TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Bu yazımızda genel hatlarıyla, trafik kazası dolaysıyla ortaya çıkacak zarar ve tazminatlar incelenecektir. Bundan önce zarar ve tazminat kavramlarının belirlenmesi yerinde olacaktır. Yazımızın içeriğinde merak edilen birçok konuya değinilmeye çalışılacaktır. Ancak trafik kazası dolayısıyla ortaya çıkacak ihtilaflarda birçok ayrıntı bulunması sebebiyle anlatımlarımız yüzeysel olarak hazırlanmıştır.

ZARAR VE TAZMİNAT NEDİR ?

Zarar kavramı, genel anlamda kişinin malvarlığı değerlerinde meydana gelen azalmaya denir. Malvarlığı ise; kişinin taşınır veya taşınmaz malları, kazancı, üçüncü kişilerin desteğiyle elde edilen menfaatler gibi maddi değeri olan birçok unsuru ihtiva eder.

Maddi tazminat ise, zarar gören kişinin malvarlığında meydana gelen azalma, zarar verici olay meydana gelmeseydi malvarlığı hangi durumda olacak ise o durumun yeniden kurulmasını düzenler. Yani maddi tazminat ile zarar görenin durumunun zararın doğmasından önceki hale getirilmesi ve zararın giderilmesi amaçlanır.

TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI VE TAZMİNAT ÇEŞİTLERİ

Tazminat kavramı yukarıda izah edildiği üzere çok geniş bir alanı ihtiva etmektedir. Ancak mevcut yazımızın konusu trafik kazası dolayısıyla meydana gelen zararların incelenmesidir. Bu kapsamda trafik kazası sonucu meydana gelen zararlar dolayısıyla tazminat ve tazminat davalarının çeşitlerini özetle şu şekilde sıralayabiliriz.

  • Bedeni(Cismani) Zararlar
  • Ölüm Nedeniyle Destek Yoksun Kalınması Nedeniyle Uğranılan Zararlar
  • Maddi Zararlar

BEDENİ(CİSMANİ) ZARARLAR

Bedensel zararları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  • Sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma ve beden gücü kaybından doğan zararlar
  • Geçici işgöremezlik nedeniyle güç ve kazanç kaybından doğan zararlar
  • Bakıcı giderlerinden doğan zararlar
  • Tedavi masraflarından doğan zararlar
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar
  • Manevi zararlar

 

  • Sürekli İş Göremezlik Zararı

Haksız fiil sonucunda kişinin organ kaybına uğraması, organının zayıflaması, herhangi bir uzvunun kırılması ya da vücudunda kalıcı yaralar oluşması halinde beden bütünlüğü bozulmuş kabul edilir.

İşte bu duruma maruz kalan kişinin vücudunda maluliyet oluşmuştur. Bu durum kişinin gündelik hayatı etkilemese bile vücut bütünlüğü bozulduğu ve eski haline gelmesi mümkün olmadığı için zarara uğramıştır. Bu zarara sürekli iş göremezlik zararı denilmektedir.

Bu zararların hesabı; vücudunda oluşan maluliyet durumu, kişinin mevcut geliri, yaşı ve diğer unsurlar dikkate alınarak yapılmaktadır. Yazımızın amacı tazminat kalemlerini belirtmek olduğundan detaya girilmeden yüzeysel değinilmiştir.

  • Geçici İş Göremezlik Zararı

Kaza geçiren kişi tedavi ve iyileşme sürecinde geçici olarak çalışamamaktadır. Bu dönemde çalışamamasından doğan zararlara geçici iş göremezlik zararı denilmektedir. Bu dönemde kişi %100 işgücüne uğramış gibi zarar hesabı yapılmalıdır.

Çalışmayan veya bir kazancı olmayan kişilerde de, geçici tam güç (efor) kaybı olduğundan zarar hesabı yapılıp tazminata hükmedilmesi gereklidir.

  • Bakıcı giderlerinden doğan zararlar

Trafik kazası sonucunda malul kalan ve güç kaybına uğrayan kişi, artık tek başına yaşamını sürdüremeyecekse yani başkasının sürekli yardımı gerekiyorsa diğer tazminatından hariç ayrıca bakıcı giderlerinden doğacak zararlarının da ödenmesi gereklidir.

  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar

.Meydana gelen trafik kazası nedeniyle organların yitirilmesi veya zayıflaması gibi sebeplerle, kazazedenin mevcut işini yapamaması söz konusu olabilir. Örneğin, futbolcunun bacağının kırılması veya cerrahın parmaklarını yitirmesi durumunda mevcut mesleğini yapması mümkün olmayabilir. Bu durumda kişinin ekonomik geleceği sarsılmış kabul edilir ve bu sebeple doğan zararların karşılanması gereklidir.

  • Tedavi giderlerinden doğan zararlar

Trafik kazası sonucu yaralanan kişi, olay gününden başlayarak tümüyle iyileşip yeniden çalışmaya ve günlük işlerini sürdürebilecek duruma gelinceye kadar yaptığı tüm tedavi ve iyileşme giderlerini zarar sorumlularından isteyebilecektir.

  • Manevi Zararlar

Trafik kazası sonucu kişinin beden bütünlüğünün bozulması veya malul kalması ya da kazanın etkisinden dolayı psikolojik olarak yıpranması halinde ortaya çıkan acı ve kederin bir nebze olsun giderilmesi, zarar veren kişinin cezalandırılarak daha sonraki eylemlerinde dikkatli davranmasının sağlanması amacıyla hükmedilen tazminata manevi tazminat denir. Ne kadar manevi tazminat alırım sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Manevi tazminatın miktarı; olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay sonrası kişilerde oluşan maddi veya manevi etkileri dikkate alınarak hakim tarafından takdir edilmektedir.

ÖLÜM NEDENİYLE DESTEKTEN YOKSUN KALINMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARLAR

Trafik kazalarının bazıları maalesef ölümle neticelenmektedir. Bu durumda ölen kişinin yakınları onu desteğini yitirmektedirler. Bu destek, parasal bir yardım olabileceği gibi bakım ve hizmet şeklindeki eylemlerde olabilir. Kaza neticesinde destek sağlayan kişinin ölmesi halinde destekten yoksun kalma zararı meydana gelir. Bu zarar maddi zarardır. Zarar hesabı yapılırken ölen desteğin son geliri, yaşı, destekten yoksun kalanların yaşı ve medeni durumu dikkate alınır.

Bununla birlikte desteğin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalanlar aynı zamanda manevi olarak da zarara uğramaktadırlar. Ölümle sonuçlanan kazalarda olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay sonrası kişilerde oluşan maddi veya manevi etkileri dikkate alınarak bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gereklidir.

 MADDİ ZARARLAR (ARAÇTA OLUŞAN ZARARLAR)

 Trafik kazası sonucunda bedeni ve destekten yoksun kalma zararlarının yanında araçta oluşan hasarlar nedeniyle de zararlar meydana gelmektedir. Bu zararlarda birçok başlıktan oluşmaktadır. Bu başlık altında en çok karşılaşılan zarar türlerine kısaca değinilmiştir.

  • Araç hasarlanmışsa onarım bedeli

 Bir trafik kazasında aracın hasara uğraması halinde ilk başta olay yerinde kazanın oluşuna uygun olarak kaza tespit tutanağı doldurulmalı, kazalı araçları ve olay yerini gösterir şekilde değişik yönlerden fotoğraflar çekilmeli ve varsa olaya ilişkin görgü sahiplerinin bilgileri kaza tespit tutanağına işlenmelidir. Kaza tespit tutanağının doldurulmasında karşı araç sürücüsüyle uyuşma sağlanamaması halinde kolluk kuvvetine (polis – jandarma) bilgi verilmeli, onların tutanak düzenlemesi beklenmelidir. Akabinde sigorta şirketine hasarı bildirerek ve eksper görevlendirilmesi istenerek hasar ve kusur tespiti yaptırılmalıdır. Ayrıca aracın Kasko Sigortası varsa, sigorta şirketine de kaza bildirilmelidir.

Bu taleplerle birlikte sigorta şirketi nezdinde araç hasar dosyası açılır, eksper raporuyla hasar ve kusur tespiti yapılır ve tamir işlemlerine başlanır. Trafik kazası kusur durumunda hata varsa buna itiraz edilmesi gereklidir. Kaza tespit tutanağı kusur durumuna itiraz sonucunda istenilen kusur oranı belirlenememişse mahkeme kanalıyla kusur tespitinin yapılması gereklidir. Yine eksper raporuyla belirlenen hasar tespiti yeterli görülmezse, mahkeme kanalıyla hasar tespiti yaptırılabilir.

Araç hasarlarının başından itibaren oluşacak süreçte tazminat avukatından yardım alınabilir.

  • Araç pert olmuşsa (kullanılamaz hale gelmişse) araç bedeli

 Tamir masrafları, hasarın gerçekleştiği tarihteki araç değerini aşıyorsa ya da araç onarılamayacak durumda ise, araç tam hasara uğramış sayılır ve pert işlemine tabi tutulması gerekir.

Uygulamada aracın pert sayılıp sayılmayacağı görevlendirilen eksper raporuyla belirlenmektedir. Ancak eksper raporunun kabul edilmemesi halinde araçtaki hasarın tespitinin mahkemece yapılması talep edilebilir.

Bu hususta mahkemeden görevlendirilecek bilirkişinin şu hususları incelemesi talep edilmelidir: Hasar dosyası, sigorta ekspertiz raporu, aracın durumu dikkate alınmak suretiyle, onarımın ekonomik olup olmayacağı, değilse piyasa koşullarına göre kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin ve kazadan sonraki hurda değerinin belirlenmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle gerçek zararının tespiti talep edilmelidir.

 Kasko sigortasında, sigorta şirketi aracın tam değerini sigortalıya ödemek zorundadır. Bu süreçte sigorta firmaları zarar gören kişiyi yanlış yönlendirebilmekte veya karşılıklı iletişim sorunları nedeniyle beklenen sonuç elde edilememektedir. Bu gibi durumlar ise zarara uğramış kişinin mağduriyetini artırmaktadır. Bu sebeple kaza anından itibaren tazminat avukatından destek almak faydalı olabilir.

  • Tamir süresinde aracın kullanılamamasından veya muadil araç kiralanmasından kaynaklı araç mahrumiyet bedeli

 Araç sahibi, onarım süresi boyunca aracını kullanamamaktadır. Bu süre zarfında ikame araç verilmemişse, araç kiralama veya ihtiyacını başka şekilde telafi etmeye çalışmaktadır. Araç sahibi aracının kullanamamasından veya ikame araç için kiralama yapmasından dolayı ortaya çıkan zararı, kusurlu olan araç sahibi ve sürücüden talep edilebilir. Bu zarar kalemleri, sigorta şirketlerinin sorumluluğunda değildir.

  • Araç değer kaybı zararı

 Değer kaybı zararı, motorlu aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kaza sonra ikinci el değeri arasındaki farktır. Bir araç ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kazadan önceki haline getirilemez Diğer bir deyişle, kazaya uğrayan araç tamamen onarılmış olsa bile, tahribatın izlerini taşır. Hasar görmemiş muadil araç değerinden düşüktür. Örneğin, kazaya karışıp hasarlanmış araç, çok iyi onarılmış, parçaları yenilenmiş olsa dahi, satılmak istendiğinde, aracın kaza geçirdiğini öğrenen alıcı istenen parayı vermeyecek; daha düşük bedelle satın almak isteyecek veya almaktan vazgeçecektir.

İşte bu nedenlerle kaza yapan araç ile hasarsız muadilinin ikinci el satışındaki fiyatları tespit edilmeli ve zarar giderilmelidir. Sigorta firmaları değer kaybı zararından, poliçe limitleriyle sorumludur. Sigorta firmasıyla birlikte kazaya karışan kusurlu araç sahibi ve sürücüsü de bu zararların tamamından sorumludur.

Değer kaybı zararın doğru şekilde tespit edilmesi ve zararın en kısa zamanda giderilmesi için değer kaybı avukatı ya da genel bilinen adıyla tazminat avukatından yardım alınması önemlidir. Değer kaybı zararıyla ilgili daha geniş yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

  • Ticari araçlarda onarım süresi yönünden kazanç kaybı zararı

 Kazaya karışan araç ticari faaliyette kullanılıyorsa, hasarlanan aracın onarımda kaldığı sürece, bu araç işletilemediği için “kazanç kaybı” zararı meydana gelir.

Motorlu araçlarla ticari faaliyette bulunan; eşya taşımacılığı yapan bir şirket, taksi veya minibüs işleten bir esnaf, kendi aracıyla yolcu taşıyarak geçimini sağlayan bir taksi şoförü, araç kiralama şirketi trafik kazası sonucu hasarlanan aracının “onarımı süresince” kazanç kaybına uğrayacaktır. Buradaki zarar, aracın çalışmaması ve ticari faaliyetine devam edememesi nedeniyle gerçekleşmektedir.

TRAFİK KAZASI SONRASI TAZMİNAT ALMAK CAİZ Mİ ? (TRAFİK KAZASI SONRASI SİGORTADAN PARA ALMAK CAİZ Mİ?)

Trafik kazası dolayısıyla meydana gelen zararların neler olduğu ve sorumluları izah edilmiştir. İşte bu zararların, sigorta firmalarından alınması ya da zarar veren kişiden alınmasının caiz olup olmadığı dini hassasiyeti olan kimselerce sorgulanmaktadır. Her ne kadar mevcut hukuk sistemimizde bu sorunun bir karşılığı olmasa da, toplumumuzun büyük çoğunluğunun islam inancına sahip olduğu dikkate alınarak bu husustaki sorularının cevaplanması amacıyla yazımızda bu konuya değinilmiştir.

Bu hususta doğrudan görüş bildirmek için yeterli bilgi birikimimiz ve yetkinliğimiz bulunmamaktadır.

Ancak konuyla ilgili yapılan araştırmamız neticesinde Diyanet İşlerinin ve çeşitli islami kuruluşların, trafik kazası sonrası tazminat almanın caiz olduğu yönünde beyanları olduğu görülmüştür. Benzer görüşlerin trafik kazası sonrası sigortadan tazminat alma veya diğer tazminatlar hususunda belirtildiği görülmüştür.

  • Diyanet İşleri Başkanlığının Görüşü

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun internet sitesinde yayınladığı görüş aşağıda aynen paylaşılmıştır. Yazının kendisine buradan ulaşabilirsiniz.

“Trafik kazası sonucu tazminat alınması caiz midir?

Trafik kazaları neticesinde ölüm, sakatlanma, yaralanma veya maddi zarar meydana gelebilmektedir. İslam’da, bunlara sebep olan suçlular için düzenlenmiş müeyyideler (diyet/tazminat, keffâret vb.) bulunmaktadır. Buna göre kazada mağdur olan kişi, suçlu olan taraftan trafik kaza raporunda belirtilen hata oranında tazminat talebinde bulunabilir. Söz konusu tazminat, suçlunun sigortasından karşılanabileceği gibi mahkeme yoluyla da talep edilebilir. Dolayısıyla sigortanın ödeyeceği veya mahkemenin hükmettiği miktar diyet yerine geçer.”

Diyanetin bu husustaki görüşü aşağıdaki video içeriğinde benzer şekilde ifade edilmiştir.

  • Fetva Meclisi(Sosyal Doku Vakfı)’nın Görüşü

Trafik kazası sonrası tazminat almak caiz midir? Sorusuna Sosyal Doku Vakfının manevi tazminat yönündeki cevabına buradan ulaşabilirsiniz.

Trafik kazası tazminat almak caiz mi veya sigortadan ödenen tazminatı almak caiz midir sorusuna yine aynı vakfın görüşünü bildiren video içeriği aşağıda paylaşılmıştır.

  • Sorularla İslamiyet Sitesi Görüşü

İslamiyete göre tazminat hakkı alınabilir mi ? Sorusuna sorularla İslamiyet adlı sitede

“  yasaların size verdiği yetkileri kullanarak tazminat davası açmanız ve yolsuzluk ve usulsüzlük olmadıkça, hukukun verdiği hak ve yetkiler çerçevesinde tazminat almaya hak kazanmanız hâlinde, ödenen tazminatı almanız caizdir.

Hile, aldatma, rüşvet gibi meşru olmayan yollarla hukuk kanalları yanıltılmamak şartıyla; hukukun kendi kuralları çerçevesinde verdiği tazminat kararı dinen de makbuldür. Bu karar sonucunda alınan para helaldir.” cevabı verilmiştir. Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

SELÇUKLU HUKUK BÜROSUNUN TAZMİNAT AVUKATI OLARAK HİZMETLERİ

Selçuklu Hukuk Bürosu tazminat avukatı olarak yıllar süren tecrübesiyle, müvekkillerinin hakkının tam ve gereği gibi alınması için Ankara ve diğer tüm illerde avukatlık hizmeti sunmaktadır. Bu kapsamda sunulan hizmetlerimizi buradan inceleyebilirsiniz.

 

Av. Arb. Yücel İBİCİ

The post TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
https://www.selcukluhukuk.com/trafik-kazasi-tazminat-davasi/feed/ 0
DEĞER KAYBI ZARARI https://www.selcukluhukuk.com/deger-kaybi-zarari/ https://www.selcukluhukuk.com/deger-kaybi-zarari/#respond Fri, 09 Dec 2022 06:53:02 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2171 DEĞER KAYBI ZARARI NEDİR? Değer kaybı zararı, motorlu aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kaza sonra ikinci el değeri arasındaki farktır. Bir araç ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kazadan önceki haline getirilemez. Kazaya uğrayan araç tamamen onarılmış olsa bile, hasarın izlerini taşır. Bu sebeple kazaya karışan araç hasar görmemiş muadil araçtan [...]

The post DEĞER KAYBI ZARARI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
DEĞER KAYBI ZARARI NEDİR?

Değer kaybı zararı, motorlu aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kaza sonra ikinci el değeri arasındaki farktır. Bir araç ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kazadan önceki haline getirilemez. Kazaya uğrayan araç tamamen onarılmış olsa bile, hasarın izlerini taşır.

Bu sebeple kazaya karışan araç hasar görmemiş muadil araçtan daha az değerli olacaktır Örneğin, kazaya karışıp hasarlanmış araç, çok iyi onarılmış, parçaları yenilenmiş olsa dahi, satılmak istendiğinde, aracın kaza geçirdiğini öğrenen alıcı istenen parayı vermeyecek; daha düşük bedelle satın almak isteyecek veya almaktan vazgeçecektir. Alıcının bu şekilde davranmasının haklı nedenleri olabileceği tamamen duyuma dayalı bilgiler nedeniyle de olabilir. Ancak herhalde kaza geçiren araç kazasız haline göre daha düşük bir bedelle satılabilecektir.

DEĞER KAYBI ZARARI NASIL HESAPLANIR?

İşte bu nedenlerle kaza yapan araç ile hasarsız muadilinin ikinci el satışındaki fiyatları tespit edilmeli ve araç sahibinin zararı giderilmelidir. Değer kaybı zarar hesaplaması yapılırken; aracın marka ve modeli, yılı, kilometresi, hasar alan bölgeler ve hasar kaydı dikkate alınır. Aracın kaza tarihindeki kazasız ve kazalı muadillerinin piyasa fiyatları belirlenmeye çalışılır. Kaza tarihindeki piyasa fiyatı, yetkili araç satıcılarının beyan ettikleri fiyatlar ile ikinci el araç alım satım sitelerinde yayımlanan fiyatlar dikkate alınarak belirlenmeye çalışılır.

Kaza tarihindeki aracın kazasız fiyatı belirlendikten sonra aynı yöntemle benzer kazalı araçların fiyatları belirlenir ve ortalama kazalı-kazasız araçların fiyat farkı tespit edilir. Ülkemizde yaşanan hızlı fiyat artışları nedeniyle kaza tarihindeki araç fiyatlarına ulaşmak her zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumda kazaya karışan aracın güncel kasko rayiç değeri ve kaza tarihindeki kasko rayiç değerleri dikkate alınarak kaza tarihinde zarar miktarı tespit edilir.

NE KADAR DEĞER KAYBI TAZMİNATI ALINABİLİR?

İkinci el araç fiyatlarındaki artış dolayısıyla değer kaybı tazminatları da yükselme göstermektedir. Kazanın boyutuna göre zarar miktarı farklılık göstermektedir. Bu sebeple bir rakam belirtmek yerine her araç ve kazanın durumuna göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması daha doğru olacaktır.

DEĞER KAYBI ZARARI HANGİ ŞARTLARDA ALINABİLİR ?

Değer kaybı tazminatının talep edilebilmesi için öncelikle birden fazla aracın kaza yapmış olması ve tazminat talep edecek araç sürücüsünün tamamen kusurlu olmaması gerekiyor. Yani karşı taraf sürücüsünün az da olsa kusurlu kabul edilmesi gerekiyor. Bununla birlikte aracın pert olarak kabul edilmemesi gerekiyor. Pert araçlar için değer kaybı tazminatı talep edilememektedir.

DEĞER KAYBI ZARARI KİMDEN NASIL ALINIR ?

Değer kaybı tazminatı; kusurlu aracın sahibi, sürücüsü, trafik sigortasını düzenleyen sigorta firmasından ve varsa kasko poliçesi veya ihtiyari mali mesuliyet sigortası düzenleyen sigorta firmasından talep edilebilir. Zararın nasıl talep edilebileceği sorusunu sigorta firmaları ve diğer sorumlular açısından ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor.

Sigorta firmalarından zararın alınabilmesi için Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca sigorta firmasına başvuru yapılarak 15 gün içinde zararın ödenmesi beklenir. Sigorta firmasının ödeme yapmaması üzerine yasal yollara başvuru yapılarak zararın tazmini yoluna gidilir. Araç sahibi ve sürücü hakkında herhangi bir başvuru şartı bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu kişilere karşı doğrudan yasal yollara başvuru yapılarak zararın tazmini sağlanabilir.

DEĞER KAYBI TAZMİNATI NE KADAR SÜREDE ALINIR ?

Değer kaybı tazminatının ne kadar sürede alınacağı kazanın durumuna göre değişiklik gösterebilmektedir. Bu sürenin değişiklik göstermesinde; hasar dosyasının kapanıp kapanmaması, evrakların teminin ne kadar sürede yapıldığı, yargılama için genel mahkeme mi yoksa tahkim yolunun mu seçileceği, mahkemenin ve tahkimin iş yükü gibi faktörler etkilidir. Ancak ortalama 6 aylık süre için tüm sürecin bitirilebilmesi mümkündür.

DEĞER KAYBI TAZMİNATINDAN BAŞKA TAZMİNAT ALINABİLİR Mİ ?

Trafik kazası dolayısıyla kazanın durumuna göre birden fazla tazminat alınabilmektedir. Maddi hasarlı kazalarda değer kaybı zararı, aracın tamirde kaldığı süre için araç mahrumiyet zararı ve ticari araçlar için kazanç kaybı zararı talep edilebilmektedir. Ölümlü veya yaralanmalı kazalarda ise, kaza zedeler bedensel bütünlüğün bozulması ya da hak sahiplerince ölenin desteğinden yoksun kalmaları nedenine bağlı maddi ve manevi tazminat davaları açabilmektedir.

 

 

The post DEĞER KAYBI ZARARI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
https://www.selcukluhukuk.com/deger-kaybi-zarari/feed/ 0